6 Temmuz 2013 Cumartesi

En iyi arkadaşım evlendi dün.

 ‘Canım biraz erken gel, kayınbabam erken gidelim diyor:) ‘ 11.13 de almışım bu mesajı. 11.30 da alarmım çalıyor, fişek gibi fırlıyorum yataktan. Bu nadiren yaptığım bir şeydir. Mesajı okur okumaz bir panik havasına giriveriyorum. Kayınbabalardan korkarım. Annemin de teyzelerimin de bir kayınbabası olmadı, halalarımdan sadece birinin vardı; zavallı adamcağız onu görebildiğim 3 yılı yatalak geçirdikten sonra vefat etti. Anlayacağınız, kayınbabalara nasıl davranılması gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok! Her neyse daha ne giyineceğime bile karar vermemişim! Bu her zaman yaptığım bir şeydir. Hemen karar verip, ütüleri yapıyorum bir aceleyle. Babamdan rica ediyorum beni bırakması için…

Apartmanda saate bir göz atıyorum, 13.17. Nazlı çiçeğim çok şirin olmuş bugün. Gözleri bu kadar kahverengi miydi? Annesine hep bu kadar çok mu benziyordu? Tamam tamam şaka yaptım, saçmalamıycam. Hep birlikte arabalara doluşuyoruz ve nikâha 12 dakika kala salondayız.

Ben 4 yıllık en iyi arkadaşıyım onun, 9 yıllık başka bir en iyi arkadaşı daha var. İki tane ‘en iyi’in var olması bazen hiç de saçma değil. Nikâh şahidi kim bilmiyorum ama bana sen ol derse vereceğim cevap hazır: ‘Ama ben ağlarım!’ Zaten diğer ‘en iyi’ nikâh şahidi dendiğini duyar duymaz ‘Valla ben şahit olacam da başkası varsa bilmiyom!’ diye ilan ediyor hepimize. Koyun can derdinde… Sabır telakki ediyorum kendime ve dudaklarım kulaklarıma doğru hareketleniyor.

7 dakika! Saat 2.47’de benim nazlı çiçeğim artık evli! Bu anı ne kadar çok hayal ettik ne çok konuştuk, hatırlıyordur değil mi? Ne fısıldamalar ne kıkırdamalar ne dumanlar! ‘Şöyle gelin… Evet, şimdi ayağına basar gibi yapın… Şimdi de evlilik cüzdanınızı okur gibi yapın…’ Ailelerle fotoğraf çekimleri, arkadaşlarla fotoğraf çekimleri ve tebrikler! Sonra sarılıyoruz, gözlerimin içine bakıyor tam gözlerimin içine. Başlıyorum! Uzun süredir ağlamadığım kadar ağlıyorum:( Gelinin annesi beni teselli ediyor düşünün artık! Beni görünce O da ağlıyor. Her şeyi berbat ediyorum, orda olmamalıyım. Kendime gelip susmayı becerdiğimde damat sırıtıyor karşımda. Damat, 3 yıldır varlığından haberdar olduğum, birkaç kez oturup muhabbet ettiğimiz sevimli çocuk. Sinir etmesene beni! ‘Hayrını gör!’ ağzımdan çıkan ilk tebrik cümlesi...







1 yorum:

Bana Yorum Bırakın!
Yazılarıma yorum bırakmanız beni gerçekten mutlu edecektir:)